CHP'nin faşist ve ötekileştirici yaklaşımının son örneği: Fikri Sağlar!
Giriş Tarihi: 02.01.2021 07:49 Güncelleme Tarihi: 02.01.2021 07:51
CHP'li Fikri Sağlar, "Türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var." sözleriyle toplumun her kesiminin tepkisini çekti. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşesinde konuya ilişkin "Tarihin her döneminde CHP'lilerin gözünde dindar olmak "takunyalı" ya da "irticacı" diye suçlanmak için yeterliydi. Sadece Erbakan değil, Demirel ve Özal da yıllarca aynı suçlamayla karşı karşıya kaldı." ifadelerini kullandı.
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün köşe yazısı şöyle:
Yıllardır siyasette şu sorunun cevabı aranıyor: CHP değişir mi?
CHP içinde yetişen çok sayıda siyasetçi de bu sorunun cevabını aradı, durdu.
Başta Bülent Ecevit olmak üzere hiçbiri de bu işi başaramadı. Ecevit sonunda CHP'yi bırakıp kendi partisini kurdu. Gerçi o da başörtüsü ve Kürt meselesinde hiç değişmedi.
Değişim konusunda en hızlı adımları 90'lı yıllarda "Anadolu solu" gibi cafcaflı çıkışlarla Deniz Baykal atsa da sonuç alamadı. CHP, Milli Şef İsmet Paşa dönemi CHP'sinin bir adım ötesine geçemedi.
Tek tipçi, jakoben ve vesayetçi CHP aklı, siyasi aktörleri ve sosyolojiyi öyle derinden etkilemişti ki değiştirmeye kimsenin gücü yetmedi.
Bu yüzden de 1960'ta ülkeyi kaosa sürükleyen darbeci zihniyetle, 28 Şubat 1997'de postmodern darbeci zihniyeti destekleyenler arasında fark yoktu.
DP, AP, Anavatan veya AK Parti gibi merkez sağda yer alan partiler halkın ezici çoğunluğuyla iktidara gelseler bile "iktidarın sahibi" olamazlardı. Çünkü onlara göre; cahil halkın desteklediği iktidarlar "gerici" ve "karşı devrimci", onlar ise "ilerici" ve "devrimci"ydi.
Sadece CHP değil, ortak paydaları "laiklik" olan sosyalist solun bütün renkleri de ağırlıkla aynı ötekileştirici dili kullanıyordu. Özellikle darbeler öncesine bakın, hep aynı zihniyet, ortaya çıkıyor ve darbe dinamiğini harekete geçiriyordu.